22 Eylül 2012 Cumartesi

anestezi sonrasııı - namı diğer Bakırköy Acıbadem ve Epidural Sezaryen 2

eveett..
gelelim maceramızın 2. kısmına..

malumunuz cuma sabahı 08:47 de doğdu bebeğim.. saat 10 gibi ben odama geldim..
biraz zaman geçti sohbet muhabbet oğluşla koklaşma vs derken yavaş yavaş misafirlerimiz gelmeye başladı..

ilk olarak eşimin ailesi geldi.. sonra ortakları.. arkadaşları..
kime benziyo, şurası aynı baba/anne şeklinde konuşmalarla akşam oldu..
kaldık annem eşim oğluşum ve ben..
haaa bi de benim sancılarım.. :)

öyle hemen başlamadı tabii
uzunca bi müddet epiduralin etkisi sürdü.. sonra ben kendimi bi kez daha epiduralledim :)
nasıl mı..
tabiki elimdeki butonla..

şöylekii.. ben heeeerkesle muhabbetler ederken,
heeeeerkesler bana "valla gayet iyisin"ler çekerken,
ben "vayy ağrı eşik değerim de epey yüksek" diye heeeerkeslerin karşısında gerinirken
elime ağrı çok olursa basayım diye verdikleri butonu basa basa eritmişim gitmiş..
sonra ne olmuş..
ta taaaa..
sanki ameliyata yeni gircek kadar uyuşmuşum :D
meğer mutluluk da gerinmeler de iyi görünmeler de ondanmışş :D

sonuç..
gidip gelip "his var mı" şeklindeki sorularına
benim kocaman "yoooo" şeklindeki cevaplarım neticesinde
hemşirelerin epiduralin hepsini hüplettiğimi farketmeleriyle
benim bildiiiin normal sezaryenli hanım modum resssmen başladı..

önce baktım hafifff hafiff sızılar..
sonra ağrılarrr..
sonra "anneeeaa bu ne yaaa" şeklinde cıyaklamalarrr..
larr da larr yanii :)

ne yatakta kıpırdayabiliyorum.. ne sağa sola dönebiliyorumm.. ayaklarda yarı hiss..
ayyyyyy çok fena hissetmiştim kendimi..
ama asıl daha sonrası daha çok acıtıyomuş..
meğerse o ankiler ağrı + naz'mış yani :)

aslında hep duyarız ya
"amaann sezaryenin de sonrası kötüüüü"
diye..
nedense ben işin bu kısmına hiç kafa yormamışım.. başa gelen çekilir diyee metiin olmuşum herhall..

neyse efenim..
ben neye uğradığımı şaşırmışken hemşireler geldi odaya..
"sizi bi yürütücez, sık sık uğrarız ama bizden önce ayaklarınızın üzerine basabileceğinizi hissederseniz haber verin" dediler..
tabiiki haber vermedimm.. ama onlar geldiler :( :)
bi iki bebek kucağımda uyuyor, yok efendim besleniyor şeklinde geri püskürtsem de nafile..
en son bi boşken yakaladılar beni..

eşimi ve annemi dışarı çıkardılar..
ben de "pööfff kalkayım da bunlar da kurtulsun ben de" diye artis artis bekliyorum..
hemşireler "önce bacaklarınızı sola kaydırıcaz sonra bedeninizi" dediler..
hemen beyne gönderdim komutu "bacaklar solaa" diye..
anestezinin etkisi ile biraz zor da olsa bacaklarımı sola kaydırdım..
sıra tüm bedene gelincee
işte o zaman "anladım" dedim 
"amaannn sezaryenin de sonrası kötüüü"nün ne olduğunu..
ama daha değilmiş..
dahası da varmışş..

hemşireler bi yandan güç verir ben bi yandan.. zaaarr zor doğrulmaya çalıştım..
hemşirenin biri önümde yere çömeldi ve "ağırlığınızı bana vererek doğrulun" dedi..
önce şöyle aman yük olmiyim falan diye düşünsem de sonra bildiğiniz yığıldım kızcağızın üstüne.. :)
başladık yürümeye..
aslında biz ona sürünmek desek daha doğru olur :)
ayaklarımı yerde santim santim sürükledim çünkü..
"yere bakma" diye de sürekli uyardılar.. bi taraftan da baş dönmesi tansiyon düşmesi oluyo çünkü..
kan ter içinde odanın içindeki tuvalete dek gittim geldimm ama öldüm öldüm öldüm resmen..
artık tammmm anlamıyla "amaaannn sezaryenin de sonrası kötüüü"ye vakıf olmuştum çünkü..

ondan sonraki sancılarımın hiçbiri o andan daha kötü olmadı hepp daha iyiye gitti ama bunu bilmeyince çok zor oluyor acı çekmek..
hiiç geçmicek gibi geliyor..

yalnız enteresan olan şey.. benim acı çekmekle ilgili değil derdim o an için.. acıyı hissetmekle..:)

nasıl bozuluyorum.. nasıl bozuluyorum..
hani küçük çocukları dr.a götürürsün de iğne acıtmıcak dersin ama acıtır.. hahh.. işte öyle kandırılmış hissediyorum kendimi..
kim mi kandırdı beni..
ben tabi ki..

hep ağrı eşik değerim yüksek sanırdım..
dişci koltuğunda gık demeden otururdum.. acı çekerdim elbet ama sabredebilirdim.. iğne yapılırken kıpırdamazdım bile....
o yüzden herkes çok acı çeker sezaryende bense sadece acı çeker ama başedebilirm sanırdım amaa
öldüm öldüm dirildim resmen :)


o yürüyüş beni ne hale getirdiyse artık, annem ve eşim içeri girdiğinde bana bakarlarken yüzlerinde halimin halini gördüm :)
fecii fesfecii fesfeciiden de feciiydi :)

neyse efenimm..
akşamı ettik o gün.. artık yatakta kımıldamam lazım..
sızlana söylene ufak ufak kımıldandım işte..
yalnız gece olunca bi haller oldu bana.. birden inanılmaz daraldım.. bildiğiniz afakanlar basıyo böle.. ayağa kalkmak istiyorum.. koşmak istiyorum.. yatak yakıyo sanki beni.. sırtımda kateterin bantı geriyo..
bi de uykum geldi falan.. bildiğiniz dellendim yani..
eşimle anneme ecel terleri döktürdüm..
hemşirelere kateteri çıkarttırdım.. düşünün artık sancım olursa falan normal ağrı kesici iğnelerle yetinmeyi göze alıp kateterden kurtuldum..
sonra eşimle annemden ıslak bezlerle ayağıma enseme vs vs kompres yapmalarını istedim..
tek hatırladığım "çabuuk daha hızlıı bu bez ısındı yenisiiii"
diye sayıklaya sayıklaya uykuya dalışım..
sonra gece 4'e doğru uyandım kii herşey gayet güzel.. iyiyim.. hiç sıkıntı yok.. :)

bu arada hep ben hep ben di mi..
ufaklık nerde acaba..
tüm gün boyunca bebek hemşirelerinin eli bebeğimizin üstünde idi.. hatta çıkana dek de öyle..
biz cuma sabahı girip pazar akşamı çıktık..
(çıkış yapılacağı gün istediğiniz kadar kalabiliyosunuz.. ben de akşama kadar durdum)
bu 3 gün boyunca hiç bez değiştirmedik.. hiç üst değiştirmedik..
hatta oğluşum için getirdiğim kıyafetlere hiç dokunmadık.. sadece doğum fotoğrafçımıza malzeme olsun diye minik kıyafetlerden çıkardık ve papyonlu bi kıyafetini giydirdik o kadar..
tabi isterseniz kendi kıyafetlerini giyebilir..
ama hastanede genelde bebek değil de anne merkezli bir durum oluyor..
çünkü bebekte yara yok bere yok.. o beslenıp beslenıp uyuyor..
ama annede durum öyle degıl.. normal doğum yapanlar için durum çok daha farklı olabılır..
ama sezaryende böyleyken böyle :) )

her bez değişiminde baştan ayağa battaniyesine kadar yeniden kıyafet değişimi yaptılar..
bebek hemşireleri acemi annenin adaptasyonu için harika bi fırsat.. bez-kıyafet değişimi anlamında söylemiyorum..
acaba bebeğim iyi mi diye kaygıyla uyumaya başlamadan önce bi kaç gece rahat bi uyku çekiyo insan..
mesela benim fenalaştığım bu ilk gece de hemen bebeği hemşirelere verdik..
odaları zaten iki yan odada ve kapısı da şeffaf camdan..
ben öyle bunalmıştım ki bebeğe gerekirse formül süt verin demiştim..
ama vermemişler.. gerek kalmamış.. pekala benden onay aldıkları için verebilirlerdi ama duyarlı davranmışlar..
bebeğim mışıl mışıl uyumuş.. geri getirmişler yanıma..
hani dedim ya gece uyandım gayet iyiyim diye.. işte o zaman uyanınca yanımda kuzucuğumu huzur içinde uyurken görüp ondan çok mutlu olmuştumm :)

evet.. hastanede ilk gün böyle geçti..
ancak bu kadarına fırsat buldum yazmak için.. inşallah sonraki kısımları da yazıp bi de bilmiş bilmiş yeni annelere tavsiye vercem daha :)

herkese kocaman mutluluklar..

6 Eylül 2012 Perşembe

Bakırköy Acıbadem ve Epidural Sezaryen 1

Herkese kocaman gunaydinlar..
(bilmem kaç gün öncesinin sabahında yazılmaya başlanmış bi post bu :) bilerek değiştirmedim)


Artık dogum detaylarına değinelim yavaş yavaş..

Daha önce yazmıştım Dr.um hastanede çalışmıyor sadece muayenehanesi var.. Dogum vb durumlarda anlaşmalı olduğu 3 hastane var.. Hastalarına bu 3 hastaneyi sunuyor..
biz bu 3 hastaneden Bakırköy Acıbadem'i seçtik..
ve çok ama çok memnun kaldık..
ücret olarak diğer hastanelere göre biraz pahalı..
belki 3,4,5 katı..
ama
kesinlikle ödediğiniz paranın artılarını görüyorsunuz..
hani bazen olur ya.. sadece ismi para eder.. hizmeti vasat olur..
burda öyle değil..
insan iyi ki buradayım diyor bi çok kez..

gelelim epidural sezaryen sürecine..
(bu kısmı ilk defa doğum yapacaklar için detaylandırarak yazıyorum..
çünkü genelde insan ne ile karşılaşacağını bilmediği için korku duyabiliyor..)

doğumdan bi gün önce Perşembe günü verdiğim kan tahlili ile doğum için ilk adım atıldı..
doğum ertesi sabah 8'de olacağı için tahliller aynı gün alınsa yetişmeyebilirdi..

Cuma sabahı saat 7'de hastanede olduk..
oda için bir gün önceden rezervasyon yaptırmamız konusunda arkadaşlarımızca tembihlenmiştik.. bi gün önce tahlil verirken oda mevzusunu da konuştuğumuz için
hiç beklemeden odamıza geçtik..

bi taraftan eşyaları yerleştirdik bi taraftan da odamızı süslemeye başladık
:)
kapımızın tülünü temizlik görevlilerinden bi bayan gönüllü olarak
(uygun bir bahşiş karşılığında:) )
yaptı.. çook da güzel oldu..
eşim diğer süsleri astı, yapıştırdı, taktı takıştırdı..


ben de şura şöyle olsun bura böyle olsun diye misafir sanatçı gibi gezerken
hemşireler "isterseniz artık doğum için de hazırlanalım"
diyince
doğum olayı ciddi ciddi başlamış oldu..

bu arada doğum fotoğrafçımız da geldi.. ben hazırlanırken o da fotoğraflamaya başladı..

önce ameliyat önlüğünü giydim..
sonra odadaki yatağıma uzandım..
dr.um geldi "ben ameliyathaneye gidiyorum, birazdan seni de alıcaklar" dedi..
hemşireler geldi ölçümler falan yaptı..
ben rahat rahat uzanıp
sevgi dolu gözlerle etrafımdakilere bakarkennnn
hooppp bi baktım benim yatak birden bire sedye moduna geçti
ve ameliyathane yollarına düştü..

hani filmlerde falan olur ya böle sedye geri geri gider..
başında insanların bakışları..
yüzler sesler kayar gider..
hah.. işte aynen onu yaşadım..

yalnız söylemeden geçemicem..
o esnada karşılaştığım dr.undan hemşiresine hasta bakıcısından temizlik görevlisine kadar kiminle göz göze gelsem
anında yüzlerinde kocaman bi tebessüm olduğunu gördüm..
bu hastanenin genel bir politikası mıdır bilmem ama
o an
hastaya çook iyi geldiği kesin..
çünkü insan iyi birşey yaptığından başına iyi şeyler geleceğinden emin olmak istiyor..
acıyarak bakan gözler veya somurtan, donuk bir yüz ihtiyaç duyulacak en son şey..

evett
devam edelim hemen..

ameliyathaneye gittik.. birsürü alet edevat ışıklar dr.lar asistanlar..
herkeste bi hazırlıklar vs vs..

beni yatağımdan daha dar bi yatağa aldılar..

önce kendi dr.um göründü bana..
daha öncelerde çook bahsetmiştimm.. dr.umla aramda bambaşka bi bağ var..
ona çok birşey söylemesem de o da biliyor bunu..
görmem bile kendimi iyi hissetmeme yetiyor..

bi iki muhabbet ettikten sonra anestezi dr.um girdi devreye..
tane tane anlattı bana herşeyi..
önce beni sakinleştirdi..


"etraftaki koşturmaca seni ürkütmesin.. sadece sterilizasyona çok önem veriyoruz.. ondan bu hazırlık.. bakın mesela şu eldivenleri giymek için bile bana bi yardımcı lazım.. çünkü eldivenin size değecek olan dış yüzeyine benim elim değmemeli....." diyerek eldiveni giyme şeklini bana tarif ederek vs önce bi kafamı dağıttı..


sonra katater için nasıl durmam gerektiğini tarif etti..
malum epidural anestezide sadece belden aşağınızı hissetmiyorsunuz.. bunun için omurgadan anestezi uygulanıyo..
ama uygun poziyonda durmak önemli..
omuzları rahat bırakarak düşürüp, sırtı dışarı çıkarıyoruz..
normalde bu süreçte hastayı tutanlar ve hatta sanırım hastanın hareket etmemesini sağlamak için bir cihaz oluyormuş ama
ben cesur davrandım ve hiçbirşeye gerek kalmadı
:)

dr. çok rahatlattı beni..
"bilgin olmayan hiçbirşey olmicak..
her adımda önce sana açıklama yapıcam sonra uygulicam..
o yüzden hiç tedirgin olma" dedi..
ve gerçekten de herşeyi teek tek anlattı..

ben de habire
"ya uyuşmazsa, bakın ayağımı çevirebiliyorum, normal mi bu"
şeklinde
sorup durdum ama sonra sonra baktım ki ayaklarıma artık hükmedemiyorum ve hatta varlıklarını bile hissetmiyorum, sessizce kendimi önce Allah'a sonra dr.lara emanet ettim..

hemen burda bi memnuniyetimi de dile getireyim..
bayanlı erkekli belki 15 kişi vardı..
beni anesteziye hazırlayanlar iki erkekti..
anestezi dr.um da erkekti..
öyle hassas davrandılar ki..
biraz sonra beni tamamen önlüksüz görecekleri gerçeğine rağmen
katater takılma işleminde
minik minik ufacık pencereler oluşturarak o boşluklardan işlerini hallettiler..
ben kendimi hiç kötü hissetmedim..
hiç rahatsız olmadım..
sonuçta
bu ameliyat tamamen önlüksüz yapılacak,
bu nedenle onlara çok normal bana ise çok kaba gelecek şekilde
"şurayı açın burayı açın"diyebilirlerdi..
ben utanıp sıkılabilirdim
gerilebilirdim
ama
dediğim gibi
kendimi tepeden tırnağa giyinik gibi hissettim hep..


eveett nerde kalmıştık..
anestezi işlemi de hallolduktan sonra
beni tekrar başka bi yatağa aldılar..
vee artık ameliyat başladı..

hemen bi gözünüzde canlandırın..
boynumdan aşağısını ben görmüyorum..
örtü var..
dr.um, sanırım yardımcı dr.lar ve asistanları karın bölgemde..
etrafta bekleyen 7-8 asistan daha var..
sağ tarafta çocuk dr.u ve hemşireler var.. onlar ayrı bir masanın başında bebeği bekliyorlar..
benim başucumda ise anestezi dr.u ve sanırım onun asistanları ve hemşireler var..

sahne canlandıysa hemen devam edelim..

ameliyata başlarken belki de başladıktan sonra
bi kaç dakika içinde
eşim de yanıma geldi..
ben kan aldırırken bile yüzü halden hale giren ve bakamayan eşim öyle gerilmişti ki.. yüzü bembeyazdı..
orda olmak istemiyordu ama istiyordu
:)
garip garip heyecanlı korkmuş mutlu cesur
karmakarışık gözlerle bakıyordu bana
:) anestezi dr.u örtülerin altından elimi bulup eline verdi eşimin..
el ele tutuştuğumuzda biraz daha kendine geldi..
ben de kendimi daha iyi hissettim tabi
böyle konularda sanırım ben daha soğukkanlıyım
:)
ama eşimin yanımda olması çok çok iyi geldi gerçekten..


biz
bu halde iken ameliyat epey ilerlemişti..
biraz sonra dr.umun
ve yanındaki yardımcılarının adeta nefes nefese
ciddi efor sarfederek birşeyler yaptığını gördüm..
bu sırada anestezi dr.um hemen bilgi verdi..
"bebek geliyor" diye
:D

hemen çıkardılar.. bi iki sardılar sarmaladılar
vee verdiler
kuzucuğumu bana..

yanağını yanağıma değdirdiğim anı anlatamam..
sıcacıktı teni..
sıcacıktı..
mis gibiydi..
yumuşacıktı..
sıcacıktı.. sıcacıktı.. sıcacıktı..

öyle güzeldi ki anlatamam..
şimdi bile kalbime ılık bişe doluyo sanki o anı hatırlayınca.. gözlerim doluyo..
(Allah tümmm isteyenlere nasip etsin inşallah..)

sonraa
hemen bebekle ilgili ekip devraldı işi..

bi süre sonra bebeği ve babamızı dışarı aldılar..
sıra benim dikişlerime gelmişti..

bu sırada kulağıma birisi yanaştı ve
"size hafif bir sakinleştirici veriyoruz uykunuz gelebilir isterseniz uyuyabilirsiniz" dedi
vee sanırım bi sn sonra ben uyudum :)

gerisi rüya gibi..
bebekler gibi uyuyorumm....
hem konuşmaları duyuyorumm
hem uyuyorumm
dr.um ordakilere bizi tanıtıyor..
eşimden benden bahsediyor..
hatırlıyorum iyi şeyler söylüyor
:)
vee derken ameliyat bitiyor..


hoop ben yine yatağımdayım..
ameliyathaneden tam çıkacakken eşimi kapıda görüyorum..
bebeği sağlama alıp anneme ve annesine emanet edince hemen koşmuş yanıma gelmiş..
çoook mutlu oluyorum..

odama çıkıyorumm
artık bi anneyimm
anestezinin etkisi ile hiiiçbirşey hissetmiyorumm
mutluyum memnunum
etrafa gülücükler dağıtıyorumm
bebeğimi getiriyorlar
onun ilk besinini şifasını veriyorum
kucak kucağa
nefeslerimiz birbirine çarparken bebeğimi koklayarak uyuyorum..
uyanıyorum.. bi daha bi daha kokluyorum..

ve ilk günümüz böyle mutluluk deryalarında geçiyor..


akşam oluncaa anestezinin etkisi geçiyor
veee
:D
ne mi oluyor..

o da bi sonraki postun konusu olsun..
olsun kiii bu postun toz pembe havası kaçmasın
:)

herkese sevgiler..